SİNİR - KAS KAVŞAĞI (MOTOR SON PLAK)

Filed under: by: İbrahim TERLEMEZ

Bu bölge motor sinirin elektriksel aktivitesinin kas kasılmasına dönüştürüldüğü dallanmış ince sinir lifi ile kas lifi arasındaki ara yüzeydir (Şekil 45-1). Sinir lifi, aksolemma ve sarkolemma arasındaki 50 nm.lik oluk gibi bir bileşke boşluğunda –sinaptik yarık- kas membranı ile ilişki kurar (bakınız şekil 53-1). Aksonal aksiyon potansiyellerinin ulaşması ile sinir terminali içinde bulunan, nispeten sabit sayıdaki asetil kolin (ACh) paketleri veya kuantaları (her bir paket yaklaşık 10.000 molekül ACh içerir) ekzositotik bir süreçle salınır. Elektriksel uyarının ulaşması ile ACh paketlerinin membrana bağlanması ve bunların salınmasını idare edecek olan presinaptik membrandaki kalsiyum kanalları açılır. Asetil kolin molekülleri sinaptik yarığa diffüze olur ve postsinaptik membrandaki reseptörlerine bağlanırlar. Her bir impuls yaklaşık 200 ACh paketinin salınmasını tetikler ve bu daha önce tanımlanan rejeneratif sodyum akımı mekanizması ile kasta aksiyon potansiyeli başlatmaya yetecek büyüklükte bir depolarizasyon oluşturur. Botulinum toksini ve yüksek yoğunlukta Mg iyonları presinaptik tarafta kalsiyum girişini engeller ve kuantal salınım için eşiği yükseltir. Aynı zamanda ACh’in sürekli sızıntı şeklinde nonkuantal bir salınımı da vardır. Bu, kas üzerinde sinirin trofik etkisinde rol oynamaktadır.

Asetil kolin molekülü postsinaptik iyon kanalını oluşturan beş proteinli bir kompleks olan postsinaptik ACh reseptörüne bağlanır. Bu reseptör ile ACh’in bağlanması, Na ve K ile diğer küçük iyonların iletkenliğinde lokal bir artışa yol açan, ACh reseptöründe şekilsel bir değişikliğe neden olur. Bu, son-plak potansiyeli olarak bilinen bir depolarizasyon oluşturur. Küçük (minyatür) son-plak potansiyelleri (MSPP) sürekli olarak oluşur ve önceden tanımlanan pasif gecikme sürecindeki gibi membranlar repolarize oldukça rejenere olurlar. Bu potansiyeller rutin EMG testi ile kaydedilebilmek için çok küçüklerdir, ancak tesadüfi olarak bir sinapsa yakın yerleştirilen bir iğne ile belirlenebilirler. Bağlı ACh sinaps içinde serbest formda bulunan bir glikoprotein enzim olan kolinesteraz ile hidrolize edilir. Bu işlemin ana fonksiyonu aksiyon potansiyelini sonlandırmak ve kasın ardısıra aktivasyonuna izin vermektir. Postsinaptik membran bir kez depolarize olunca repolarize olana kadar diğer aksiyon potansiyeline refrakterdir.

Presinaptik terminale giren kalsiyum toplanıp dışarı atılır ve hidrolize edilen ACh’den ortaya çıkan kolin, salınım yerlerine yakın, yeniden ACh’in sentezlendiği sinir terminaline girer.

Sinir-kas kavşağının fonksiyonunu spesifik olarak incelemek için hızlı bir seri halinde elektriksel olarak uyarılan kas kasılmaları analiz edilir. Genelde seri kas aksiyon potansiyellerinin amplitüdünde bir azalma postsinaptik iletim yetmezliği için tipiktir ve bir dizi uyaran sonrası amplitüd artışı presinaptik yetmezliğe işaret eder. Miyastenia gravis sinir-kas kavşağını etkileyen temel hastalıktır. Burada esas defekt ACh eksikliği veya salınımında bir problem olmayıp bir antikor ile bloke edilimiş olan postsinaptik reseptöre bağlanmada yetersizliktir. Presinaptik ACh salınımını bozan botulism, aminoglikozit antibiyotikler ve Lambert-Eaton miyastenik sendromunun antikorlarına bağlı olan diğer bir kaç sinaptik bozukluk daha vardır. Postsinaptik membrandaki kolinerjik (nikotinik) reseptör ile birleşip ACh’in tranmitter etkisini yarışmalı bir şekilde bloke ederek nöromuskuler iletimi engelleyen bazı farmakolojik ajanlar vardır. Ana örneklerden biri kürardan elde edilen ve depolarize edici olmayan nöromusküler blokerler denilen kürarüform ilaçlardır. Diğer ilaçlardan özellikle süksinil kolin ve dekamethonium son plak ve komşu sarkoplazmik membranın direkt depolarizasyonuna yol açarak nöromusküler blok oluştururlar (depolarizan nöromusküler blokerler). Kolinesterazı inaktive eden ajanlar zıt etkilere sahiptir, örn; bunlar ACh’in etkisini artırırlar. Miyastenia gravis tedavisi için klinik kullanımda olanlar, etkileri geri dönüşümlü olan karbamatlar neostigmin, fizostigmin ve piridostigmin’dir. Organofosfatlar kolinesterazın geridönüşümsüz blokörleridir ve bu nedenle kimyasal savaşların korkulan silahlarıdır. Atropin sadece muskarinik yerlerde aktif olan ve bu nedenle sinir-kas kavşağında hiç bir etkisi olmayan güçlü bir kolinerjik antagonistdir.

Türkçeye Çeviren : Prof. Dr. Suat TOPAKTAŞ, Prof. Dr. Kamil TOPALKARA